Samsun Etik Haber / 09.05.2020 / Prof. Dr. Sevilay Şenol Çelik

11 Mayıs, 2020

Her yıl 12-18 Mayıs tarihleri arasında “HEMŞİRELER HAFTASI” kutlana gelmektedir. Ülkemizde yıllardan bu yana sağlıkta şiddetten tutunda diğer saldırıların pastasından en büyük payı alan meslek gurubudur hemşirelik mesleği. Bu yıl 12-18 Mayıs HEMŞİRELİK HAFTASI Covid-19 gölgesinde burk ve acı bir şekilde kutlana(maya)cak sadece ortak bir basın açıklamasıyla haftalarını içleri acıya acıya kutlayacaklar. Çünkü bu yıl hiç olmadığı kadar meslektaşlarını kaybetti hemşireler.

M.Rebii Özdemir: Öncelikle 12 Mayıs Hemşireler haftasıyla ilgili duygu ve düşüncelerinizi aktarmanızı istirham ediyorum.

Prof.Dr. Sevilay Şenol Çelik: Tüm dünyada her yıl 12-18 Mayıs haftası hemşirelik haftası olarak kutlanmaktadır. “Uluslararası Hemşireler Günü” ise, modern hemşireliğin kurucusu Florence Nightingale’in doğum günü olan 12 Mayıs'ta dünya çapında kutlanan ve hemşirelerin topluma sağladığı katkıları çeşitli etkinlikler aracılığı ile vurguladıkları uluslararası bir gündür.Ülkemizde de 1964 yılından bu yana "12 Mayıs Dünya Hemşireler Günü" kutlanmaktadır. Uluslararası Hemşireler Konseyi her yıl için bir Uluslararası Hemşireler Günü teması belirlenmekte ve tüm ülkeler bu tema kapsamında etkinliklerini sürdürmektedir. 2020 yılı Hemşireler Günü Teması “Hemşireler Dünya Sağlığında Öncü Bir Ses”dir.İçinde bulunduğumuz yılın hemşireler için daha özel bir önemi vardır. Çünkü Florence Nightingale’nin 200. doğum yıldönümü olan 2020 yılı, Dünya Sağlık Örgütü tarafından “Hemşireler ve Ebeler Yılı” olarak ilan edilmiştir.Hemşireler için özellikli bir yıl olan 2020 yılı hem dünyada hem de ülkemizde COVID-19 pandemisi ile en ön saflarda mücadele eden hemşirelerin, sağlık hizmetlerinin en önemli bileşenlerinden biri olduğunugöstermesi açısından da kritik bir yıl olmuştur. Bu vesile ile bakım verici, eğitimci, lider ve savunucu olarak güvenli, erişilebilir ve nitelikli hemşirelik hizmeti sağlanmasında önemli rol oynayan ülkemizdeki ve tüm dünyadaki hemşirelerin gününü kutluyorum.

M.Rebii Özdemir: Bütün dünya da politikacıların, doktorların, bilim kurullarının dışında hemşireler söz sahibi iken neden bizde böyle bir şey söz konusu değil?Siz THD Genel Başkanı yada sizin görevlendirdiğiniz herhangi bir yönetim kurulu üyesi meslektaşınız Sağlık Bakanlığının Bilim Kurulu üyesi misiniz? Değilseniz neden değilsiniz? İl Pandemi kurullarında halen neden THD adına sizi temsilen şube başkanlarınız ya da temsilcileriniz yer almıyorlar?

Prof.Dr. Sevilay Şenol Çelik: Türk Hemşireler Derneği, ülkemizde COVID-19 pandemisi kapsamında ilk vakanın görüldüğü 10 Mart tarihinden itibaren dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan bu salgın sürecinde, başta hemşireler olmak üzere tüm sağlık çalışanlarının ve toplumun yararını gözeten uygulamalar ile bu olayı takip etmektedir. Şubelerimizden, il temsilcilerimizden ve meslektaşlarımızdan gelen mesajlarve pandemi sürecinde hemşirelerin durumunu belirlemek amacıyla derneğimiz tarafından on-line olarak yürütülen araştırma sonuçları doğrultusunda hazırladığımız 5 durum analizi raporu Sağlık Bakanlığına ve ilgili kurumlara düzenli aralıklarla gönderilmiştir. Bütün bu süreç hemşirelerin COVID-19 pandemisi ile mücadelede ne kadar önemli, etkili ve vazgeçilmez olduklarını göstermiştir. Bu savaştan en az zararla çıkmak, toplumumuza nitelikli ve güvenli sağlık hizmeti sunmak için Sağlık Bakanlığı’na ve ilgili kurumlara “Bilim Kurullarında ve İl Pandemi Kurullarında” hemşirelerinde yer alması gerektiğini ve bunun bir zorunluluk olduğunuhem ayrı talep yazıları ile hem de hazırladığımız durum analizi raporları ile bildirdik.

M.Rebii Özdemir: Ülkemizde 11 Mart'tan bu yana hangi gazeteye hangi TV kanalına göz atsak hepsinde ya politikacılar ya da hekimler görüşlerini bildiriyorlar. Neden bir kez ulusal ya da yerel medyada hemşirelerin sesleri duyurulmuyor yada buna izin verilmiyor?Sosyal medya da bile hemşire tanıdıklarım var izlenimlerini ve düşüncelerini tek satır aktaramıyorlar neden? Aktaran varsa da ya dernekleri adına, ya sendikaları adına aktarıyordur. Onlar bile tam izlenimlerini kamuoyuyla neden paylaşamıyorlar?

Prof.Dr. Sevilay Şenol Çelik: “Türk Hastabakıcılar Cemiyeti” olarak 23.08.1933 yılında gönüllü hemşireler tarafından İstanbul’da kurulan Derneğimiz, Cumhuriyet dönemi ile birlikte yaşanan gelişmeler ve örgün hemşirelik eğitimi almış hemşirelerin çabaları ile 3 Temmuz 1943 tarihinde, Türk Hemşireler Derneği (THD) adını almıştır. Amacı hemşirelik mesleğinin toplum yararına üst düzeyde nitelikli ve güvenilir hizmet verecek özerk bir sağlık mesleği olması için çalışan THD, hemşireliğe özel bilgi ve uygulamaların, sağlık sisteminin yaşamsal bir bileşeni olarak tanınmasını sağlamak için hemşirelik mesleğinin icrası, yönetimi, eğitimi ve özlük hakları alanında çalışmalarını sürdürmektedir. Derneğimiz, üyeleri ile iletişimini yüzyüze görüşme, telefon, mail, bülten ve dergi gibi basılı yayınlar ile sosyal medya aracılığı ile sürdürmektedir. Meslektaşlarımızdan gelen her türlü öneri, talep ve eleştiri dernek yönetim kurulumuz tarafından değerlendirilmekte ve planlamalar yapılmaktadır. Dernek olarak ulusal ve uluslararası alanda meslektaşlarımızı temsil etmekte ve öncelikli olarak ülkemizde genel olarak da tüm dünyada mesleğimizin gelişmesi için çabalarımızı sürdürmekteyiz. Hem şimdiye kadar olan dönemde hem de pandemi sürecinde sesimizi duyurmak ve mesleğimizin gelişmesine katkı vermek amacıyla toplantılar, araştırmalar, raporlar, yayınlar, basın bildirileri ve kamuoyu duyuruları ile çalışmalarımızı sürdürdük ve sürdürmeye devam ediyoruz.Ancak hemşirelik mesleğine dolayısıyla toplumumuzun sağlığına duyarsız birçok medya ve basının da olduğunu vurgulamak isterim. Pandemi süreci dahil meslektaşlarımızı, dünyamızın ve toplumumuzun sağlığını ilgilendiren tüm durumlarda, onların sesi olmak için medya ve basına ulaşmaya çalışıyoruz. Özellikle bu süreçte sesimiz olan siz değerli medya ve basın mensuplarına teşekkür ediyorum.

M.Rebii Özdemir: Sağlıkta şiddet yasasına rağmen halen şiddetin devam etmesine ve faillerin serbest bırakılmasına tepkilerinizi alabilir miyiz?

Prof.Dr. Sevilay Şenol Çelik: 16.04.2020 tarihinde TBMM’de kabul edilen “Sağlıkta Şiddetin Önlenmesi Yasası” uzun yıllardır sağlıkta şiddetin önlenmesi, sağlık kuruluşlarının çalışma koşullarının güvenli ve sağlıklı hale getirilmesi için verilen büyük bir emeğin ürünüdür. Özellikle COVİD-19 pandemisi nedeniyle sağlık personelinin yaşamlarını riske atarak, ağır çalışma koşulları altında, toplumumuza nitelikli ve güvenli sağlık hizmeti sunmak için çalıştığı bu günlerde sağlıkta şiddetin önlenmesine ilişkin böyle bir gelişme olması memnuniyet vericidir. Bununla birlikte yasanın adı şiddetin önlenmesi olmasına rağmen, şiddet olayları yaşanması durumunda yapılacak uygulamaları ve cezaları içermektedir. Şiddet oluşmadan önce önlemeye yönelikbütün uygulamaları içermemektedir. Yasada belirtilen cezalar ilgili suçun işlenmemesi için caydırıcı olması bakımından dikkate alınabilir. Çıkan yasa doğrultusunda belirlenen yaptırımların uygulanması ve sonuçlandırılması da konu ile ilgili yetkililere düşmektedir. Uygulamadaki eksikliklerin giderilmesi sağlıkta şiddetin önüne geçilebilmesi için önemli bir adımdır.

M.Rebii Özdemir: Yasanın çıkmasının ardından Trabzon'da ve İstanbul'da sağlık emekçilerine saldırı hakkında neler söylemek istersiniz?

Prof.Dr. Sevilay Şenol Çelik: Sağlıkta şiddet olayları maalesef sürekli yaşanan ve hatta ölüme kadar giden ciddi sonuçları olan önemli bir sorundur. Sağlıkta şiddetin önlenmesine ilişkin düzenlemeler gereklidir ve ülkemizde bu konuda olumlu gelişmeler mevcuttur. Ancak sadece yasa çıkarılması ve cezaların arttırılması ile şiddetin önlenmesi mümkün değildir. Şiddete sıfır tolerans ilkesiyle öncelikle şiddete neden olan faktörlerin belirlenmesi, bu faktörlerin ortada kaldırılması ve iyileştirici düzenlemelerin yapılması şarttır. Ayrıca burada önemli bir sorumluluk ta toplumumuza düşmektedir. Bireyler, şiddet uygulanan kişi, neden, zaman ve ortam farketmeksizin şiddet davranışı göstermezse, sağlıkta şiddette önlenmiş olacaktır.

Samsun Etik Haber olarak Türk Hemşireler Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Sevilay Şenol Çelik’e okurlarımız ve meslektaşları adında teşekkür ediyoruz…

İlgili habere ulaşmak için tıklayınız.