Hemşirelik Kanunu Değişti Yönetmelikler Çıkmıyor

29 Nisan, 2009

HEMŞİRELİK KANUNU DEĞİŞTİ YÖNETMELİKLER ÇIKMIYOR!  

6283 sayılı “Hemşirelik Kanunu”nda değişiklik yapılmasına ilişkin 25.04.2007 tarih ve 5634 sayılı kanunun yürürlüğe girmesi ile hemşirelikte sertifika programlarına ilişkin yasal düzenleme zorunlu hale gelmiştir. Bu kanunun 8. maddesinde “Hemşireler meslekleri ile ilgili olan özellik arz eden birim ve alanlarda belirlenecek esaslar çerçevesinde yetki belgesi alırlar. Yetki belgesi alınacak eğitim programlarının düzenlenmesi, uygulanması, koordinasyonu, belgelendirme ve tescili ile kredilendirme ve yetki belgelerinin iptali gibi hususlar, Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” denilmektedir. Ancak kanunun yürürlüğe girmesinin üzerinden yaklaşık iki yıl geçtiği halde sertifika programlarının düzenlenmesine ilişkin yönetmelik halen çıkmamıştır. Aşağıda yer alan metin sertifika programlarının önemi ve düzenlemesinde esas alınması gereken hususlar ile halihazırda ki durum hakkında bilgi vermektedir.  

Bilim, teknoloji, ekonomi ve sağlık politikaları alanında yaşanan hızlı değişimler hemşirelik hizmetlerinin niteliğini etkilemektedir. Tanı, tedavi ve bakıma ilişkin bilgi birikimi arttıkça hemşirelerin güncel gelişmeleri takip ederek uygulamalarına aktarması zorlaşmaktadır. Bu durum, mesleğin genel uygulamalara odaklanmasının yanı sıra,  belli alt birimlere bölünmesini de zorunlu hale getirmektedir. Diğer yandan ülkenin sağlık politikaları meslekleri belli alanlara doğru yönlendirmektedir. Örneğin; birey hastaneden taburcu olduktan sonra, tedavisinin ve bakımının evde devam etmesi gereğini savunan sağlık politikalarının mevcut olduğu ülkelerde “evde bakım hemşireliği” özel bir alan olarak gelişmiştir. Ayrıca bireylere verilen hemşirelik bakımının kalitesi hemşirelik hizmetlerine ayrılan kaynakların (insan gücü, malzeme vb.) niteliği ve niceliği ile sınırlıdır. Bütün bu gelişmelerle birlikte, bir yandan profesyonel bir meslek statüsüne  ulaşma çabası içinde olan hemşirelik, Uluslar arası Hemşireler Konseyi (ICN)’nin hemşirelik için belirlediği “etik kodları”(ülkeler bu kodları kendi durumlarına göre uyarlayabilirler, ülkemizde de bu konuda çalışmalar vardır), diğer yandan özellikle “hasta hakları” konusundaki çalışmalar ve düzenlemeler, hemşirelerden güvenli ve kaliteli bakım vermelerini beklemektedir. Sağlık kurumlarında toplam kalite yönetimi, akreditasyon ve son yıllarda ülkemizde önemsenmeye başlanan “hasta güvenliği”ne yönelik düzenlemeler, sağlık personelinin mezuniyet sonrası sürekli eğitiminin yanı sıra, belli alanlarda eğitilerek sertifika ile yetkilendirilmelerini zorunlu kılmaktadır. Bu durum ayrıca OECD Sağlık Sistemi İncelemeleri Türkiye Raporu, Şubat 2009 ile de uyumludur.  

Temel hemşirelik eğitim programından mezun olan hemşireler, tıpkı pratisyen hekimler gibi mesleğe ilişkin en temel uygulamaları vermeye çalışırlar. Temel hemşirelik eğitim programları, hemşireyi her alanda optimum düzeyde hizmet verecek bilgi ve becerilerle donatmaya yöneliktir. Ancak mesleğe ilişkin bilgi ve uygulamaların tamamını, “temel hemşirelik eğitimi programları” ile kazandırmak mümkün değildir. Bunun yanı sıra, temel meslek eğitimi sırasında öğretilenler, zaman içinde unutulabilmekte ve/veya geçerliliğini kaybetmektedir. Ayrıca toplumun sağlık gereksinimleri sürekli değişmektedir. Bu durum, yukarıda yapılan açıklamalar ile birlikte düşünüldüğünde temel eğitimde alınan bilgiler özel alanların ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelmektedir. Örneğin;  cerrahi servisinde kalıcı stoma açılan bir bireyin bakımı (temel prensipler dışında) ortopedi servisinde total kalça protezi takılan bireyin bakımından oldukça farklıdır. Bu gerekçeler, mezuniyet sonrası özel alanlarda sertifika programları oluşturmayı zorunlu hale getirmektedir. 

SERTİFİKA PROGRAMLARI VE DIŞ DÜNYA

Toplumun, kendi konu alanında derinlemesine bilgiye ve deneyime sahip olan sertifikalı hemşirelerden hizmet almayı hak ettiğine inanan ülkelerde, “hemşirelikte sertifika programları” yarım asırdan fazla bir süredir yasal zemine oturtulmuştur. Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya ve Kanada bu ülkelere örnek olarak verilebilir. ICN ve European Federation of Nursing Associations (Avrupa Hemşire Birlikleri Federasyonu-EFN) da hemşirelikte sertifika programlarının gerekliliğini ve niteliğini gündemlerindeki önemli konular arasına almışlardır. ICN 1987’de özel dalı şu şekilde tanımlamıştır. “Hemşireliğin belirli bir alanında, temel hemşirelik eğitimi süresince kazanılan bilgi ve beceriden daha ileri düzeyde bilgi ve beceriye tekabül eder.” ICN, özel alanı bu şekilde tanımlamakla, hemşirelerin belirli bir alanda özelleşmesini, hemşirelik uygulamasının derinleşmesi ve saflaşması için bir araç olarak kabul ettiğini ifade etmektedir. 

EFN Avrupa Birliği’ne bağlı ülkelerde dağınık halde bulunan sertifika programlarını bir yönetmeliğe bağlamıştır. EFN ve European Network of Nurses Organizations (Avrupa Hemşirelik İletişim Ağı-ENNO) adlı meslek örgütlerinin Kasım 2000 tarihinde Paris’te kabul ettikleri “Avrupa’da özel dal hemşireliği eğitimine ilişkin tavsiyeler” metninde, sertifika programlarının ve bu konuya ilişkin düzenlemelerin gerekliliği şu şekilde ifade edilmiştir: “Hemşirelik alanına ilişkin bilgi ve onunla bağlantılı becerilerin artması ve karmaşık bir hal alması, bir hemşirenin bunların tümüne hakim olmasını imkansız kılmaktadır. Bu nedenle, kaliteli bakım vermek,  hasta ya da sağlık hizmeti talebinde bulunanın güvenliği ve iyiliği için mezuniyet sonrası özel alanlarda sertifika programları açmak bir ihtiyaç haline gelmiştir.

Hemşire yetiştiren temel eğitim programları her ne kadar bir hemşireyi her ortamda, her hizmeti verebilecek bilgi ve beceriyle donatıyorsa da toplumun belirli ihtiyaçları ve hemşireliğin icra edildiği özel ortamlar, hemşirelerin daha özelleşmiş bilgi ve beceriyle donatılmış olmasını gerektirmektedir.

AB düzenlemesine göre özel dal hemşireliği eğitimi, daha önce hemşire unvanı almış ve en az bir yıllık bir mesleki deneyim üzerine yapılan resmi bir eğitimdir. Bu eğitim:

a. Özellikle uygulama yönünden uygun kaynaklara sahip olduğunu taahhüt eden yüksek bir eğitim kurumunda yapılır.

b. Her yıl yapılır ve düzenli olarak güncellenir (Bu eğitimin hizmet içi eğitim programları ile karıştırılmaması gerekir).

c. Uygun bir otorite tarafından tanınır/tescillenir.

d. Kabul için özelleşmiş giriş koşullarına sahiptir.

e. Tam zamanlı eğitim kadrosu ya da eğitim ve deneyimi olan hemşireler ve gerek duyulursa, bilgi ve deneyimlerine göre diğer meslek mensupları ile birlikte yürütülür.

f. Özel dal hemşireleri de dâhil olmak üzere hemşirelik mesleği tarafından geliştirilir, kontrol edilir ve yürütülür.

 
SERTİFİKA PROGRAMLARI VE TÜRKİYE

Ülkemizde de son 20 yılda, hazırlanışı, içeriği, yürütülüşü ve geçerliliği açısından çok ciddi sorunlar taşımakla birlikte hemşirelik alanında sertifika programları giderek yaygınlaşmaktadır. Ülkemizde sertifika programları ile ilgili çalışmalar, 1990’lı yıllarda gündeme gelmiştir. Türk Hemşireler Derneği, Hemşirelikte özel dal dernekleri, hemşirelik eğitimi veren üniversiteler ve Sağlık Bakanlığı’nın ilgili birimleri değişik tarihlerde konuya yönelik toplantılar yapmış ve bazı girişimlerde bulunmuşlardır. Ancak hiçbirinden sonuç alınmayan bu girişimlerden sonra, konuya yönelik en ciddi adım Türk Hemşireler Derneği tarafından 2007 yılında atılmıştır. 25.2.1954 tarih ve 6283 sayılı “Hemşirelik Kanunu”nda değişiklik yapılmasına ilişkin 25.4.2007 tarih ve 5634 sayılı kanunun yürürlüğe girmesi ile sertifika programlarına ilişkin yasal düzenleme zorunlu hale gelmiştir. Bu kanunun 8. maddesi uzman hemşire ve sertifikalı hemşire kavramını gündeme getirmiştir. Bu madde şöyledir: “Lisans mezunu hemşireler meslekleriyle ilgili lisansüstü eğitim alarak uzmanlaştıktan ve diplomaları Sağlık Bakanlığınca tescil edildikten sonra uzman hemşire olarak çalışırlar. Hemşireler meslekleri ile ilgili olan özellik arz eden birim ve alanlarda belirlenecek esaslar çerçevesinde yetki belgesi alırlar. Yetki belgesi alınacak eğitim programlarının düzenlenmesi, uygulanması, koordinasyonu, belgelendirme ve tescili ile kredilendirme ve yetki belgelerinin iptali gibi hususlar, Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”

Görüldüğü üzere yasa, hem hemşirelik hizmetlerinin, hem de sertifika programlarının düzenlenmesine ilişkin yönetmelik çalışmalarını Sağlık Bakanlığı’nın sorumluluğuna vermiştir. Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2008 yılında, Bakanlık, Türk Hemşireler Derneği, üniversiteler ve diğer ilgili kurum/kuruluşların temsilcilerinden oluşan bir çalışma grubu aracılığı ile “Hemşirelik Hizmetleri Yönetmeliğini” hazırlamıştır. Yürürlüğe girmesini beklediğimiz bu yönetmeliğin taslağında, “özel dal hemşiresi” şu şekilde tanımlanmıştır: “Özel dal hemşireleri, hemşirelikle ilgili özellik arz eden birim ve alanlarda özel alanlara ilişkin hemşirelik bakım hizmetlerinin sunumundan sorumludur. Özel dal hemşirelerinin görev, yetki ve sorumlulukları hemşirelik hizmetleri rehberinde yer alır.”

Yasada belirtilen yetki belgesi, sertifika programlarını tamamlayan hemşirelere verilecek belgeyi ifade etmektedir. Bu nedenle gecikmiş de olsa yapılması gereken, sertifika programlarına ilişkin düzenlemenin bir an önce tamamlanmasıdır.

Türk Hemşireler Derneği, kanun değişikliğini takiben bu konuyu gündemine almış, çalışmalarını tamamlamış ve gerekli girişimlerde bulunmuştur. Bu bağlamda, 2007-2008 yılları arasında İstanbul’da Türk Hemşireler Derneği, 17 özel dal derneği ve hemşirelik eğitimi veren 11 üniversite temsilcisinin katıldığı 4 toplantı yapılmıştır. Bu toplantılara Sağlık Bakanlığı’nın ilgili dairesinden temsilcilerin katılması için çağrıda bulunulmuş ancak katılan olmamıştır. Toplantılarda, ülkemizde mevcut sertifika programlarının tamamı incelenerek sorunlar belirlenmiş, bazı uluslararası sertifika programları gözden geçirilmiş ve ülkemize uygun bir yönetmelik taslağı hazırlanmıştır.

Yapılan toplantılarda ülkemizde hâlihazırda yürütülen sertifika programlarına ilişkin birçok sorun saptanmış olup en temel sorunlar şu başlıklar altında toplanmıştır:

*  Programların açılması, yürütülmesi, değerlendirilmesi standart değildir.

*  Programların açılmasına onay veren bir üst organizasyon yoktur. İsteyen her kişi ve kurum kurs programı açabilmektedir.

*  Programları akredite eden herhangi bir yapılanma yoktur.

*  Programı yürüten kuruluşlar gerekli alt ve üst yapıya sahip değildir (eğitimci niteliği, eğitim materyali, eğitim ortamı vb).

*  Sertifika programlarına başvurma koşulları farklıdır.

*  Sertifikasyon sınavı yoktur/standart değildir.

*  Sertifikanın yenilenme şekli ve süresi belli/standart değildir.

Toplumun, uzmanlaşmış ve belli alanda özelleşmiş hemşireden bakım almaya hakkı olduğuna inanan Türk Hemşireler Derneği, sertifika programlarının düzenlenmesi konusundaki görüşlerini pek çok bilimsel toplantıda meslektaşları ile de paylaşmış ve böylece aşağıda bildirilen önemli taleplerin ifade edilmesine zemin hazırlamıştır;

*  Hemşireler, sertifika programlarını düzenleyen yönetmeliğin bir an önce çıkartılmasını istemektedir.

*  Hemşireler, sertifika programlarının alt ve üst yapısı yeterli olan kurumlar tarafından verilmesini istemektedir.

*  Hemşireler, sertifikalarının belirli aralıklarla yenilenmesine ilişkin düzenlemelerin yapılmasını ve sertifika programlarının özlük haklarına yansımasını istemektedir.

*  Hemşireler, çalıştıkları kurumun, sertifika programlarına katılmayı özendirmesini ve desteklemesini (kurs maliyeti, izin vb.) beklemektedir.

*  Hemşireler, sertifika programlarına katılmanın görevlendirme şeklinde bir zorunluluk olmasından ziyade, hemşirenin tercihine bağlı olması gerektiğini belirtmektedir.

Ankara’da, bir eğitim ve araştırma hastanesinde çalışan meslektaşımızın açıklaması oldukça kayda değerdir.  “Bu sertifika programlarını kim, nasıl düzenliyor anlamıyorum. Ben Yoğun Bakımla ilgili bir kurs programına katılmayı düşünüyordum ki kliniğime eğitilmek üzere kursiyer hemşirelerin geldiğini gördüm. Daha da kötüsü benim elime konu başlıkları listesi tutturularak bu konuları hazırlayıp kursiyerlere sunmam istendi. Bu meslektaşlara uzman kişiler eğitim verse daha doğru olur diye düşünüyorum.” İşte bu ifade bile tek başına sertifika programlarımıza ilişkin sıkıntılarımızı ortaya koymaktadır.

Sözü edilen bu sorunların çözümünü sağlayacak olan “Hemşirelikte Sertifika Programlarının Usul ve Esaslarını Belirleyen Yönetmelik Taslağı” şu anda Türk Hemşireler Derneği’nde mevcuttur. Dernek, bu taslak üzerinde çalışma teklifini başta Sağlık Eğitimi Genel Müdürlüğü olmak üzere ilgili kişilerle defalarca paylaşmış ve çalışmaya hazır olduğunu ifade etmiştir. Ancak bu konuda henüz somut bir sonuç elde edilememiştir.

Özet olarak, koruyucu, tedavi edici ve rehabilitasyon hizmetlerinde, çağdaş bilgiyi/ teknolojiyi bireyin ve toplumun yararına kullanarak adil, kaliteli, güvenli ve sürekli sağlık bakım hizmeti verebilmek için sertifikalı hemşirelere duyulan ihtiyaç giderek artmaktadır. Bu nedenle sorumluluk üstlenen Sağlık Baklanlığı’nın, bir an önce sertifika programlarının düzenlenmesine ilişkin yönetmeliği çıkartması gerekmektedir.

 

Doç. Dr. Ayişe Karadağ
Türk Hemşireler Derneği
Yönetim Kurulu Üyesi
ayise@gazi.edu.tr