Bir Gözünün %20 Görmesine Neden Olan Göz Tembelliği Rahatsızlığı Bulunduğu, Bu Nedenle Çok Tehlikeli İşlerde Çalışabileceğine Dair Sağlık Raporu Almakta Sorun Yaşıyorum, Ne Yapmalıyım?

Çok tehlikeli mesleklerde çalışmak için aranan bir görme düzeyinin bulunup bulunmadığı, bu hususun mesleğine engel olup olmayacağı, sağlık raporu alamazsa ne olacağı ve buna ilişkin hukuki hakları, okulu bitirmesinin ardından atandığı hastanede çalışmasının sorun olup olmayacağı hakkında.

 

Hemşirelerin görev, yetki ve sorumlulukları ile hemşirelik mesleğinin yürütümüne dair esasların düzenlendiği 6283 sayılı Hemşirelik Kanunu ile 08.03.2010 tarihli Hemşirelik Yönetmeliğinde, hemşirelerin taşıması gereken sağlık şartlarına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Aynı şekilde 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda da devlet memurluğunun şartlarından birisi olarak görevini devamlı yapmasına engel olabilecek akıl hastalığı bulunmamak sayılmışsa da fiziki sağlık koşullarına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Diğer yandan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile ona bağlı mevzuatta da çok tehlikeli ya da tehlikeli sınıfta çalışmak için kişinin taşıması gereken sağlık şartlarına yer verilmemiştir. 

Mevzuatta bu şekilde bir düzenleme yapılmamasının nedeni, bir kişinin sağlık durumunun ilgili işe uygunluğunun söz konusu işin nitelikleri ve tıbbi gerekliliklere göre belirlenebilecek olmasıdır. Örneğin hemşireler açısından görme keskinliğinin en çok önem arz ettiği uygulamalardan bir tanesi olan enjeksiyonun, bir gözde %80 kayıp olduğunda yapılmasının uygun olup olmadığı tıbbi değerlendirme ile belirlenmesi gereken bir husustur.

 

Dolayısıyla sağlık raporu da hemşirelik mesleğinin gerekleri göz önünde bulundurularak,  söz konusu rahatsızlık göze ilişkin olduğundan göz hastalıkları uzman hekimi tarafından hazırlanmalıdır. Yani bir gözünde %80 görme kaybı bulunan bir hemşirenin, hemşirelik mesleğini yapmaya uygun olup olmadığı ve tehlikeli işlerde çalışıp çalışamayacağı, bu alanın gereklerini bilen hemşireler ile göz hastalıkları uzman hekimi tarafından birlikte değerlendirmeli, sağlık raporu bu şekilde hazırlanmalıdır.

Bu şekilde yapılan değerlendirme sonucunda, çok tehlikeli işlerde çalışıp çalışamayacağı ya da hemşirelik yapamayacağı sonucuna ulaşılarak bu yönde rapor hazırlanması halinde, bu rapor tek başına kesin ve icrai nitelik taşımadığından doğrudan bir davaya konu olması mümkün değildir. Bununla birlikte bu rapor dolayısıyla hemşirenin  ataması yapılmaz veya üniversite tarafından staj görevlendirmesi gerçekleştirilmezse bu işlemlere karşı dava açılması mümkündür. Bu dava esnasında Mahkeme tarafından göz hastalıkları uzman hekimi ve hemşirelerden oluşan bir bilirkişi heyeti görevlendirilecek, bu heyet tarafından yapılan tıbbi değerlendirmeye göre karar verilecektir.

 

Belirtmek gerekir ki hemşirelik sağlık hizmeti sunumunun önemli bir unsurunu oluşturduğundan ve kamusal bir hizmet teşkil ettiğinden, bu alanda çalışacak kişilerin mesleğin gereklerine uygunluk taşıması zorunludur. Dolayısıyla kişinin hemşirelik lisans eğitimine başlamasından sonra sağlık koşullarının bu mesleğe el vermediğinin tespiti halinde, eğitime başlamış olmanın bir tür kazanılmış hak yaratması mümkün değildir.

 

Bununla birlikte hemşirelerin mesleklerini icra edebilecekleri farklı tehlike sınıflarında yer alan sağlık kuruluşları da bulunmaktadır. Her ne kadar İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliğinin Q başlığında hastane hizmetleri çok tehlikeli olarak nitelendirilmiş olsa da yatılı sağlık hizmeti sunulmayan diğer sağlık kuruluşları tehlikeli olarak sınıflandırılmıştır. Bununla birlikte insan sağlığı ile ilgili diğer hizmetlerden hemşirelik hizmetleri ile yatılı bakım faaliyetlerinin de tehlikeli sınıfta olduğu belirtilmiştir. Barınacak yer sağlanmaksızın verilen diğer sosyal hizmetler de az tehlikeli olarak nitelendirilmiştir. Dolayısıyla sağlık koşulları çok tehlikeli iş yerlerinde çalışmasına imkân vermeyen hemşirelerin buralarda çalışması da mümkündür.